Gülkız Tulay Yeniden TSF Başkanı
Genel Kurul saat 10.00'da, Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başladı. Başkanlık Divanının seçilmesinin ardından Yönetim Kurulu Faaliyet Raporları ve Denetleme Kurulu Raporları okundu. Divan Başkanlığını Zeki Diril'in yaptığı Genel Kurul'da, Yönetim Kurulu Faaliyet Raporu Federasyon Başkan Vekili Aşkın Keleş, Denetleme Kurulu Raporu ise Denetim Kurulu Başkanı - Gençlik ve Spor Bakanlığı Hukuk Müşaviri Cafer Geyik tarafından okundu ve oy birliğiyle ayrı ayrı ibra edildi. Yönetim ve Denetim Kurulu Faaliyet raporlarının ibrasının ardından konuşmalarını yapan Federasyon Başkan adayı Gülkız Tulay, 7 Kasım'ın yeni bir başlangıç günü olduğunu belirterek 4 yılda satranç sporunda çok güçlü adımlar atıldığını kaydetti.
"Bugün yeni bir başlangıç günü değerli arkadaşlar! Yenilenmenin, gelecek için güçlü adımlar atmanın yeni bir dönüm noktası. Türk satrancı için 4 yıldır sürdürdüğümüz bu anlamlı yolculuk, bugün sizlerden alacağımız güçle devam edecek. Bu sporun ruhunda ilerlemek var, gelişmek var! Nasıl olmasın ki... Bu sporun aslında hayat olduğunu aktaran "Kaybettiğin bir oyundan öğrendiklerin, kazandığın bir oyundan öğrendiklerinden çok daha fazladır. İyi bir oyuncu olmadan önce yüzlerce defa yenilmelisin" diyen düşünür sporcularımız var bizim! "Savaşacaksanız 64 karede savaşın" diyerek barışa hamle yapan, kocaman yürekli sporcularımız var bizim! "Satranç tahtasında futbol, basketbol, voleybol oynuyorum ben, her şeyi yapabiliyorum, hayatım boyunca satrançtan vazgeçmeyeceğim" diyen, fiziki engellerini satrançla aşan savaşçı sporcularımız var bizim! Rüyasında bile "şah-mat" diye haykıran, disiplinli çalışmasıyla gencecik yaşında "büyükusta" olmuş Vahap gibi, Batuhan gibi, arkadaşlarına büyükusta hayali kurduran sporcularımız var bizim! Ülkemizin başına musallat olmuş terörün etkilediği yerlerde, okulları yanan ama "acaba satranç sınıfımıza bir şey olmuş mudur" diye dertlenen, satrançla hayata tutunmuş sporcularımız var bizim! İsimleri okuyamayacağımız kadar çok; gözleri ışık saçan, ülkemize anlamlı madalyalar getiren, heyecanımıza heyecan katan nice güzel sporcumuz var bizim. İşte bu yürekli Türk gençleri, bize umut oldu, şevkimizi, enerjimizi artırdı. Güç verdiler onlar, ışık oldular. Ne varsa onlarda vardı, onlara ne yapsak azdı. Bu satranç ordusu büyüdükçe Türk satrancı, Türk sporu ve Türkiye kazanıyordu... Çalışmak, üretmek; bu camiaya borcumuzdu, sorumluluğumuzdu. Heyecanları büyüttük 4 yılda... Hedefleri de... Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk'ün dediği gibi "Tek bir şeye ihtiyacımız vardı; çalışkan olmak"! Çalıştık... Hem de çok çalıştık...Neler, neler sığdırdık bu 4 yıla... Dile kolay tam bin 463 koca gün. Türk satrancının büyük hayallerinin, hedeflerinin peşinden koştuk. Doğudan batıya herkesi ortak bir dilde buluşturduk. Hep daha iyi, hep daha ileri... Uzakları yakın kıldık. Türkiye'nin 81 ilinde satranç rüzgarı estirdik. Satranç sevdalıları ile el ele gönül gönüle verdik. Sporcularımız, antrenörlerimiz, hakemlerimiz, il temsilcilerimiz, kulüplerimiz, çalışanlarımız, yönetim kurulu üyelerimiz, ailelerimiz, sponsorlarımız ve satranç dostlarımızla bu sevgiyi ve sevdayı büyüttük. Çünkü bu yol; aynı zamanda satranç sporunun değerlerini hayatın her alanına taşımaktı. Çünkü bu yol; aynı zamanda bu ülkede analitik düşünen, stratejik bakış açısına sahip, çalışkan, vizyoner, başarılı, öz güveni yüksek, Türkiye'nin geleceğine imza atacak nesiller oluşturulmasına aracılık etme yoluydu! Aklımız da yüreğimizde hep satranç oldu ve hep doğru hamleler için çaba harcadık. Son yıllarda çok güzel gelişmelere, başarılara aracılık ettik. Arada hatalarımız da oldu elbette... Ancak sizlerin hoşgörülü yaklaşımınız ve desteğinizle bunların da üstesinden geldik. Gurur dolu şampiyonluklar, madalyalar getirdik ülkemize...Dünya, Avrupa, Olimpiyat, açık turnuvalar ve diğerleri...Bazen bir şampiyonadaki tüm madalya ve kupaların neredeyse yarısını topladı çocuklarımız. "Türkiye'ye madalya yağmuru", "satranççıların büyük başarısı" gibi başlıklar süsledi medyayı. Hep daha canlı, hep daha azimli, hep daha mücadeleci olduk. Yurdun her köşesinde sayısız ulusal ve uluslararası turnuva, katılımcı sayısında rekor kıran organizasyonlar, sokaklara, parklara taşınan heyecanlar, Türkiye'nin satranç ülkesi olma yolunda ne büyük adımlar attığını da ortaya koydu. Televizyonlardan gazetelere, sosyal medyaya satrancın başarılarının konuşulduğu, özlediğimiz günlere kavuştuk. Politikadan sanat dünyasına, iş dünyasından üniversitelere kadar ilgi katlanarak büyüdü, büyüdü... Dünyanın dört bir yanından satranç ustalarını Türkiye'ye getirerek, onları güvende hissettirerek, Türkiye'nin iyi niyet elçileri olmalarını sağladık. Dünya, "Türkiye'ye gitmeyin" nidaları atarken, biz vazgeçmedik! Ülkemizin en zor dönemlerinde bile uluslararası turnuvalar, ligler düzenlemeye devam ettik. O da yetmedi dev organizasyonları ülkemize taşıyarak, Türkiye'nin uluslararası arenadaki gücünü artırdık. Uyguladığımız projeler; Türkiye gündeminde, uluslararası satranç camiasında hatta Avrupa Parlamentosunda dikkat çekti. Bu projeler sayesinde bugün Türkiye'nin 81 ilinden ulusal ve uluslararası turnuvalara katılabilecek satranç sporcusu yetişiyor. En büyük hedeflerimizden biri de; daha fazla kız çocuğumuzun, kadınımızın bu sporun içinde yer almasını sağlamak ve uluslararası arenada daha büyük başarılara imza atmak! Yeni dönemde bu konuda daha çok çalışmalıyız. Bu eksikliğimizi de tamamlamalıyız. Ben, bu ülkenin yürekli kızlarının bunu da başaracağına yürekten inanıyorum. Ayrıca Türk büyükustalarının sayısını çoğaltmalı ve dünya büyükusta sıralamasında en üstlerde yer almaları için çalışmalıyız. Bunlar daha başlangıç...Bu ülke, bu spor daha büyük başarıları, daha büyük gurur tablolarını hak ediyor! Bu yolda ilerlerken sadece güzellikler yoktu elbette. Hem ülke hem de camia olarak sıkıntılı günlerden de geçtik. Bu zor dönemlerde satranç ailesi olarak birbirimize sarıldık, kenetlendik. 15 Temmuz'da yaşanan hain darbe girişimi sürecinde salonlarda ülke sevdası ile turnuvalarımızı yaptık. Karanlıklara inat, kötülüklere, hainliklere inat satranç ışığı yaktık... Hamlelerimizi demokrasi için attık. Çağdaş, demokratik Türkiye için; aklı ve bilimi esas alan bir nesil için satrancın ne kadar önemli olduğunu gördük bu süreçte bir kere daha! Bu camianın sözlüğünde umutsuzluk yok, korku yok, hedeften sapmak yok! Biz, bu ülkeye, Türk sporuna, Türk satrancına hizmet için varız. 81 ile, 500'ün üzerinde ilçe ve çok sayıda köye ulaştık...Ama yetmez ki... İlçelerimizin ve köylerimizin hepsine ulaşmalıyız. Gelecek nesiller için atılacak her adım Türkiye için çok kıymetli...Biz yatırımımızı aydınlık Türkiye'ye yapıyoruz... Türk sporunun geleceğine, gurur tablolarına yapıyoruz. Güzellikler, başarılar paylaşıldıkça, sahiplenildikçe büyür. Tabii biz bu yolda azimle yürürken, satrancın felsefesiyle büyürken; aralarda hırsları akıllarının önüne geçen, kişisel kavgalarla beslenen, sürekli bağırdığı için ne dediğini duyamadığımız bazı insanlar da olmadı mı? Oldu tabii ki..."Kuşlar ayaklarıyla, insanlar dilleriyle yakalanırmış" derler ya işte böyle sözleriyle eylemleriyle gerçek kimliklerini, kişiliklerini ortaya koyanlardı onlar..."Senin yüreğin güzel olursa, sözün de güzel olur. Sonun da güzel olur. Kötüler mi? Boş ver onları sen... Herkes hak ettiğini elbet bir gün bulur" anlayışı ile cevap bile vermedik! Bu camiayı "o ne dedi, bu ne dedi" gibi şeylerle kısır çekişmelerle meşgul ettirmedik! Zamanımızı geleceğe yürümeye, her gün daha çok iş yapmaya, daha çok proje üretmeye, daha çok çocuğumuzun hayatına dokunmaya, sporcularımızın başarılarına harcadık. Enerjimizi güzelliklere, göreve geldiğimizde koyduğumuz hedeflere ve ne vaat ettiysek fazlasını yapmaya harcadık. Çünkü yapacak çok işimiz vardı. Birleştirici, bütünleştirici olmak, bir olmak, hedefe odaklanmak, ekip olmak, aile olmak, çok çalışmak, bizi bütün kötülerden, kötülüklerden uzak tuttu. Koltuklarımızda, odalarımızda oturmadık. Ankara'dan ya da yurtdışından yönetmedik Türk satrancını. Bizler dört yıl boyunca ülkenin neresinde satranç etkinliği varsa oradaydık. Türkiye'nin her köşesine ulaştık. Biz yönetime geldiğimizde beyaz bir sayfa açtık. Her kim satranca katkı sunmak istiyorsa ona kucak açtık. Kavgalar, çekişmeler sadece enerji tüketirdi; kenara bıraktık. İstişareye, çözüm odaklı, yenilikçi ve uzlaşmacı olmaya, yüreklerimize işleyen bu sporun ışığı ile hareket etmeye itina gösterdik. Bu sporda demokratik ortamı oluşturma gayretimiz hep yükseklerde oldu. Genel Kurul sürecine girerken illerimizi, kulüplerimizi seçim ortamına, pazarlıklara sokmadık. Büyük heyecanların doldurduğu 4 yılın ardından kulüplerimizden gelen delegelerin yüzde 85'inin imzasıyla, desteğiyle, onların güven ve takdirleriyle bugün burada Türkiye Satranç Federasyonu Başkanlığı yarışında karşınızdayım. Kulüplerimizin, delegelerimizin her birine şükranlarımı sunuyorum. Bu demokratik bir yarıştı. Herkesin şansı vardı. Bu arada bir noktayı vurgulamadan geçemeyeceğim. Bazılarının "atanmış başkan" gibi ifadeleri her şeyden önce buraya gelen ve gelemeyen tüm delegelerimize saygısızlıktır. En az 2012 seçimlerinden sonra "başkanlığı devrettim" söylemleri kadar da bu sporun ruhuna aykırıdır. Biz bu dört yılda çok çalıştık. Öyle ki çoğu zaman ailelerimizden daha fazla zaman ayırdık satranç ailemize. Çünkü biz yaptığımız işin özveri gerektirdiğini bilerek bu yola çıktık ve görevimizin kutsallığına hep inandık. İl temsilcilerimizin her anında, yaptıkları bütün işlerde yanlarında olduk. Kurullarımıza rahat çalışma imkanları sağladık. Kurullardan gelen önerileri hep dikkate aldık. Kulüplerimizle her ortamda bir arada olduk, onları dinledik. Daha iyi olanaklar sağlamaya çalıştık hep..." Tulay'ın konuşması devam ederken, 2012-2016 döneminde öne çıkan gelişmelerin yer aldığı kısa film katılımcılara sunuldu. "Birlikte Yaparız" sloganıyla sona eren filmin ardından Tulay konuşmasına şöyle devam etti: "Evet; birlikte yaparız! Enerjimiz, gücümüz, yüreğimiz çok büyük! Türk satrancı için dört yılı geride bırakırken her biri birbirinden kıymetli sporcularımıza, kulüplerimize, eşlerimize, çocuklarımıza, ailelerimize, Yönetim Kurulumuza ve diğer kurullarda görevli arkadaşlarımıza, mesai arkadaşlarımıza gönülden teşekkürler! Ana sponsorumuz Türkiye İş Bankası'na, diğer sponsorlarımıza, Spor Toto Teşkilat Başkanlığımıza, Spor Genel Müdürlüğümüze ve Bakanımız Sayın Akif Çağatay Kılıç'a şükranlarımı sunuyorum. Her anımızda yanımızda oldular, güç verdiler... Bu camia, bu spor, bu ülke en güzeli, en iyiyi hak ediyor. Artık yeni şeyler söylemenin, yeni başarılara imza atmanın, yeni projeler üretmenin vaktidir... Daha yapacak çok işimiz var! Daha gidecek çok yolumuz var! Daha yapılacak çok hamlemiz var! Ve biz tüm bunları yine "Birlikte Yaparız!" Tulay'ın konuşmasının ardından oylamaya geçildi. Oylamaya katılan 152 delegenin 134'ünün geçerli oyu ile Gülkız Tulay, ikinci kez Türkiye Satranç Federasyonu Başkanı oldu. Tulay Başkanlığındaki Yönetim Kurulu ise; Prof. Dr. Yusuf Doğruer, Aşkın Keleş, H. Hilmi Darı, İslam Yücel, Ayşe Kardaş, WIM Nilüfer Çınar Çorlulu, Ahmet Haznedaroğlu, Dr. Muammer Yıldız, Fatih Maden, Ömer Asım Ötegen, Özgür Solakoğlu, Onur Girdap, Sultan Daban ve Ulaş Demirci'den oluştu. Mali Genel Kurul gündemde yer alan; 2017-2018 Bütçeleri, Bütçe harcama kalemleri arasında gerektiğinde değişiklik yapılması konusunda yönetim kuruluna yetki verilmesi, Sporculara Verilecek Özendirme Ödülleri Talimatında değişiklik yapmak üzere Yönetim Kuruluna yetki verilmesi, Uluslararası federasyonlara karşı mali taahhütlerde bulunmak için yönetim kuruluna yetki verilmesi, Satrancın gelişmesi ve gelir getirici faaliyet ve organizasyonlar yapılması amacıyla iktisadi işletme kurulması için yönetim kuruluna yetki verilmesi, Federasyon faaliyetleri ile ilgili olarak taşınmaz mal alımı, satımı ve kiralaması yapmak, benzeri ihtiyaçlarını sağlamak konusunda yönetim kuruluna yetki verilmesi maddeleri genel kurulun oy çokluğuyla onaylandı. Genel Kurul, gün boyu Federasyonun Genel Kurul sayfasından canlı olarak yayınlandı. Yönetim Kurulu Faaliyet Raporu Federasyon Başkan Vekili Aşkın Keleş, Denetleme Kurulu Raporu ise Denetim Kurulu Başkanı - Gençlik ve Spor Bakanlığı Hukuk Müşaviri Cafer Geyik tarafından okundu
| ||
1317 kez okundu
|